22 Mayıs 2010 Cumartesi

Horlama Nedenleri Ve Tedavisi

Normal erişkin insanların en az %45i zaman zaman horlamaktadır. %25i sürekli olarak horlamaktadır. Horlama problemi en sık şişman erkeklerde görülür ve yaşla birlikte her geçen gün artar.

A.B.D. de 300 den fazla firma horlamaya karşı cihaz geliştirmiştir. Bazı modeller pijama arkasına tenis topu yapıştırmak gibi eski bir modelin modifikasyonlarıdır (Sırt üstü yatarken horlama daha çok artar.). Çene ve boyun askıları, boyunluklar ve ağız içine yerleştirilen cihazlar hiçbir yarar sağlamamıştır. Horlama sesi ile çalışıp hastayı uyandıran elektronik cihazlar bulunmuştur. Bütün bunlar hastanın horlamadan uyuma alıştırmaları olarak düşünülmüştür. Ancak maalesef horlama kişinin kontrolünde olmayan bir problem olup tüm bu cihazlar hastayı sadece uyutmamaya yöneliktir.

HORLAMANIN NEDENİ NEDİR?

Ağız ve burun arkasındaki hava yolunda darlık olduğunda ortaya çıkan gürültü biçiminde ki sese horlama denir. Dilin arkası ve yumuşak damak ve küçük dilin olduğu kısmın genizle birleştiği bölge kendiliğinden daralabilen bir bölgedir. Bunlar birbirleri üstüne geldiğinde solunumla birlikte titreşmekte ve horlama ortaya çıkmaktadır. Horlayan biri aşağıdaki problemlerden en az birine sahiptir.

Dil ve boğaz kasları gerginliği azalmıştır. Gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz. Bu olay alkol yada ilaç alarak gevşemiş birinin uykusunda kas kontrolünün kaybolması ile ortaya çıkar. Bazı insanlarda uykunun derin fazında gevşemeye bağlı olarak yine horlama görülebilmektedir.

Boğazdaki dokuların aşırı büyük olması. Büyük bademcik ve geniz eti çocuklarda en sık rastlanan horlama nedenidir. Şişman insanlarda kalın boyun dokusu sebep olarak gösterilir. Kist ve tümörlerde nadir olarak bu yolla horlama yapabilmektedir.

Yumuşak damak ve küçük dilin aşırı sarkık ve uzun olması boğaza doğru hava yolunu daraltır. Hava yoluna sarktığı için bir valv gibi horlamaya neden olur.

Burun tıkanıklığı olan kişi havayı almak için genizde aşırı vakum yaratır. Bu vakum boğazda kollabe olabilen dokuları hava yoluna doğru çeker. Böylelikle burun açık iken horlamayan kişide horlama görülmeye başlar. Bu durum neden bazı insanların sadece allerjik dönemlerde veya grip, sinüzit olduğu zamanlarda horladığını izah etmektedir. Burun deformasyonları bu tip burun tıkanıklığı nedenleri olarak bilinir. Deviasyon burun orta bölmesinin yan taraflara taşması olarak tanımlanır. Burun içi deformasyonları içinde en sık rastlanılanıdır.

HORLAMA CİDDİ BİR SORUN MUDUR?

Sosyal olarak evet! Bu aile yaşamında ciddi bir şekilde tehdit eder. Horlayan kişi alay konusu olur. Ailenin diğer bireyleri için uykusuz gecelerin sorumlusu tutulur. Horlayan kişi tatil ve iş gezilerinde istenilmeyen oda arkadaşı olur. Tıbbi olara evet! Kişinin kendine verdiği zarar daha büyüktür. Dinlenilmeden geçirilen geceler vardır. Aşırı horlayan kişilerde yüksek tansiyon horlamayan kişilere göre daha sık görülür. Horlamanın en ağır formu “tıkayıcı tipte horlama hastalığıdır.” “Uyku apnesi” diye bilinen bu hastalıkta şiddetli horlama nefessiz kalınan bir dönemle kesilmektedir. Bu sırada solunum tam durmuştur. 10 saniyenin üzerindeki nefessiz kalma nöbetlerinin bir saat içinde 7 den fazla görülmesi yaşamı ciddi şekilde tehdit eder. Bu durumda doktorunuzun size bir uyku merkezinde inceleme yapılmasını önerecektir. Apneli (nefesin kesilmesi) hastalarda saatte 30-300 defa tıkanmalara rastlanılmaktadır. Böylelikle uykuda kan oksijen düzeyi aşırı oranda düşer. Oksijenin düştüğü bu dönemde kalp kanı daha çok pompalamak zorundadır. Bir süre sonra kalp ritmi bozulurken, yıllar içinde yüksek tansiyon ve kalp büyümesi yerleşir. Tıkayıcı tipte horlama hastalığı olan kişiler uykularının çok az bir kısmında derin uyku fazına geçebilmektedirler. Derin faz gerçek dinlenme için tek yoldur. Dinlenmeden geçirilen gecenin gündüzü uykulu, yorgun ve verimsiz geçecektir. Araba kullanırken yada iş başında uyuklamalar görülecektir.

HORLAMA TEDAVİ EDİLEBİLİRMİ?

Horlamanın bir çok tipi tedavi edilebilir. Erişkin horlayan kişiler için aşağıda sıralana önerilere uyulmalıdır.

1. İyi bir adele tonusu kazanmak için sportif bir yaşam biçimi seçilmeli.

2. Horlayan kişiler uyku ilaçları, sakinleştirici ve antihistaminik denilen allerji ilaçlarını uykudan önce almamalı.

3. Uykudan 4 saat önce alkol almaktan sakınmalı.

4. Uykudan 3 saat önce ağır yemekten sakınmalı.

5. Aşırı yorgunluktan sakınmalı.

6 .Uykuda sırt üstü yatmak yerine yana yatmak tercih edilmeli. Eski bir öneri olarak pijama sırtına tenis topu dikmek hala faydalı bir metot dur. Böylelikle sırt üstü uyumaya engel olunur.

7. Yatağınızın baş tarafı daha yukarıda olacak şekilde tüm yatağınız yaklaşık olarak 10 cm bir tarafa doğru çeviriniz. Bu amaçla yatağınız bir tarafı altına bir tuğla yerleştirmek amacınıza uygun olacaktır.

8. Evde horlamayan kişilerin sizden önce uykuya geçmeleri için onlara süre tanıyın.

Her pozisyonda horlayan kişiler “ağır horlayan” olarak isimlendirilir. Bu kişilerin yukarıdaki önerilerden daha fazla yardıma ihtiyaçları vardır.

Horlama kişi ve ailesi için zararlı hale geldiğinde uzman doktorunuz ile görüşmeniz uygun olacaktır. Bu özellikle uyku sırasında nefes alamama problemi olduğunda (Yüksek sesli horlama nefessiz kalma dönemi ile kesilmektedir.) Doktorunuza baş vurmanız daha da önem kazanmaktadır. Horlama hastasının burun, ağız, boğaz ve boynunun detaylı muayenesi yapılmalıdır. Horlamanın boyutu ve horlayan kişinin sağlığını belirlemek açısından uyku laboratuarı çalışmaları değerlidir.

Tedavi şüphesiz tanıya dayanır. Bu allerji veya enfeksiyon tedavisi gibi basit yada bademcik geniz eti veya burun bozukluklarının cerrahi gerektirir biçimdedir. Horlama - Nefessiz kalma hareketli dokuların sabitleştirilmesi ve hava yolunun daha genişletilmesini sağlayan horlama ameliyatlarından başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Buna uvulopalatofarengoplasti ameliyatı (UPPP) adı verilmektedir. Hasta için bademcik ameliyatından çok farklı his vermez. Laser ın kullanıldığı Laser-assisted uvulopalatoplasti (LAUP) lokal anestezi ile yapılabilen bir başka ameliyattır. Cerrahinin çok riskli veya hasta tarafından istenilmediği durumlarda boğaza basınçlı hava veren maske takarak (CPAP) uyuyabilir. Kronik olarak horlayan her çocuk KBB uzmanı tarafından detaylı olarak muayene edilmelidir. Bademcik ve geniz eti ameliyatının gerekli olduğu durumlarda cerrahi müdahale çocuk sağlığına ve gelişimine çok önemli yararlar sağlayacaktır.

Unutmayın: Horlama nefes almanın tehlikeli biçimde kesilmesidir. Horlama komik değildir, umutsuz hiç değildir.

21 Mayıs 2010 Cuma

Uykusuzluk İçin Doğal Çözümler

Uyku bozukluğu uykuya geçme zorluğu yada gece yarısında uyanıp bir daha uyuyamama demektir.Eğer bu sorun 1 aydan fazla devam ederse buna kronik uykusuzluk denir.

Çoğu durumda uykusuzluk stresle veya kafein tüketimiyle bağlantılıdır.Ciddi bir durumolmamakla beraber dikkat eksikliği ve sinirlilik haline neden olabilir.

Kronik uykusuzluk farklı bir durumdur,normal bir hayat yaşanmasını engelleyebilir,baş ağrılarına,sersemliğe,zihinsel bozukluklara,hafıza sorunlarına nedne olabilir.

Uykusuzluk,eklem iltihabı,astım,stres,böbrek ve kalp hastalıklarının işareti olabilir.

Uyku haplarının yan etkileri hatta tedavideki etkisizlikleri nedeniyle,uykusuzluk çekenler şifalı bitkilerle tadaviye yönelmişlerdir.

İşte uykusuzluk için kullanabileceğiniz doğal çözümler:

1-Şerbetçi otu sinirleri yatıştırır,tansiyonu düşürür,stees,baş ağrısı ve hazımsızlıktan kaynaklanan uyku sorunlarında yardımcı olur.

2-Kava kava bitkisi yatmadan bir kaç saat önce alınırsa,stresi ve gerginliği azaltır,kasları gevşetir.Derin uykuya dalmaya yardımcı olur.Yüksek dozlarda alındığında benzodiazepinler kadar etkili fakat herhangi bir yan etkisi olmayan bir teskin edici olarak kullanılabilir.

3-Uykusuzluk için kullanılan en popüler bitki kedi otu köküdür.Sinirleri ve kasları gevşetir.Uyku kalitesini artırır.Uykuya geçmeyi kolaylaştırır.Barbituratlar kadar etkilidir üstelik yan etkisi yoktur.Sabah yataktan kalkarken zorlanmazsınız,gün boyu sersemlik ve baş dönmesi yaşamazsınız.Alışkanlık yapmaz.

4-Uykusuzluk için bir karışım:

1 yemek kaşığı papatya çiçeği
1 yemek kaşığı şerbetçi otu kozalağı
1 yemek kaşığı kedi otu kökü

bir bardak kaynar suyla 45 dakika demlenir.Süzülüp yatmadan 1 saat önce içilir.

5-Çuha Çiçeği uykusuzluk için kullanılabilir.

6-Çarkıfelek Çiçeği sakinleştirici etkiye sahiptir.Uyku verici özelliği vardır.

7-Sarı Kantaron Otu stres,sinir bozuklukları ve uyku probelmeleri için kullanılır.

Uyku ve sosyal yaşam

Uyku bozuklukları insanların sosyal yaşantılarını ciddi şekilde etkilemektedir. Uyku hastalıklarına bağlı gündüz artmış uyku hali, hastaların işlerini yapmasını engelleyerek onları başarısızlığa sürükleyebilmektedir. Aynı zamanda sosyal çevrelerindeki insanlarla geçirdikleri zamanda istemsiz uyku halleriyle bazen alay konusu olmakta bazen de arkadaşlarının acıma hissi ile karşılaşmaktadırlar. Bilişsel (kognitif) fonksiyon bozukluğu da insanların kendi performanslarını sergilemelerini engellemektedir. Bu durumda da işte gösterebileceği başarıyı gösterememekte, unutkanlık, dikkatini toplayamama gibi sorunlar nedeniyle sıklıkla sorunlar ile karşılaşmaktadırlar. Erkek hastalarda görülen iktidarsızlık ve belki onun kadar önemli olan kadınların cinsel isteklerinde azalma hastaların eşleri ile ilişkilerini olumsuz etkilemekte, bu durum da evliliklerin sürdürülmesini güçleştirmektedir. Hastaların bazılarında görülen gastroözofageal reflü, göğüs yanması ve baş ağrısı gibi yakınmalar kişinin yaşam kalitesini azaltmaktadır. Uyku apneli hastalarda genellikle sosyal fonksiyonlarda azalma, ruh sağlığı ve kişinin kendi enerjisinin azaldığını hissetmesi gibi sorunlar tedavi ile düzelmektedir.
Gece boyunca horlama ve soluk kesilmeleri eşlerin de yaşam kalitelerini azaltır. Eşler ilk zamanlarda bu durumu yadırgamakta ancak zaman içinde gerek horlamayı ve uyku apneyi, gerekse apneler nedeniyle yatakta huzursuz uyuyan eşlerini kanıksamaktadırlar. Uyku apne sendromlu hastaların boşanma oranlarının daha yüksek olduğu da bilinmekle birlikte boşanmayan eşler de evliliğin ilerleyen yıllarında yatak odalarını ayırmaktadırlar. Uyku apne sendromu tedavi edildiğinde sadece hastaların değil aynı zamanda hastaların eşlerinin de yaşam kalitesi artmaktadır.